This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Teknolojinin eğitimde kullanımını teşvik ederken geleceğimizin güvencesi olan evlatlarımızı dijital derebeylerin insafına da terk edemeyiz.
Her zaman söylediğimiz gibi özgürlük; başıbozukluk, kural, kanun ve değer tanımazlık demek değildir.
Her zaman söylediğimiz gibi özgürlük; başıbozukluk, kural, kanun ve değer tanımazlık demek değildir.
Bugün saflarımızı daha da sıkılaştırmaya, birbirimize karşı hoşgörü sınırlarımızı daha da genişletmeye ihtiyacımız var.
Resulüekrem Efendimizin şu emrini bilhassa bugünlerde kendimize rehber edinmeliyiz:
“İki birden, üç ikiden, dört de üçten iyidir. İttifak ediniz!”
Resulüekrem Efendimizin şu emrini bilhassa bugünlerde kendimize rehber edinmeliyiz:
“İki birden, üç ikiden, dört de üçten iyidir. İttifak ediniz!”
İslam İşbirliği Teşkilatı 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nın İslam dünyası ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Fevkalade kritik bir dönemde gerçekleştirilen bu toplantının etkileri sadece ülkelerimizde değil inşallah tüm dünyada hissedilecektir.
Fevkalade kritik bir dönemde gerçekleştirilen bu toplantının etkileri sadece ülkelerimizde değil inşallah tüm dünyada hissedilecektir.
Bundan tam 90 yıl önce Hitler’in çaktığı kıvılcım, nasıl ki Pasifik’ten Atlantik’e, Hint Okyanusu’ndan Kuzey Denizi’ne kadar bütün dünyayı ateşe attıysa bugün Netanyahu’nun siyonist emelleri de bölgemizi ve tüm dünyayı büyük bir felakete sürüklemekten başka bir gaye taşımıyor.
İsrail’in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve son olarak İran’a gerçekleştirdiği saldırıların tanım ve tarifi haydutluktur.
İran’ın, İsrail’in bu devlet terörü karşısında, nefsi müdafaa çerçevesinde halkını savunmak amacıyla aldığı tedbirler gayet doğal, meşru, hukukidir.
Nükleer çalışmalarında hiçbir denetime tabi olmayan, şeffaflık noktasında kimseyi umursamayan İsrail’in, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na taraf başkalarına söz söylemesi büyük bir riyakârlıktır.
Biz Netanyahu’nun ne yapmak istediğinin gayet bilincindeyiz.
Bölgeyi ateşe, çatışmaya, kaosa ve gözyaşına boğarak güvenliğini tesis edeceğini zannedenler ham bir hayalin peşinden gitmektedir.
Evdeki hesabın çarşıya uymadığını onlar da yavaş yavaş göreceklerdir.
Türkiye olarak bölgemizde, sınırları kanla çizilecek yeni bir Sykes-Picot düzeninin kurulmasına izin vermeyeceğiz.
İsrail’in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve son olarak İran’a gerçekleştirdiği saldırıların tanım ve tarifi haydutluktur.
İran’ın, İsrail’in bu devlet terörü karşısında, nefsi müdafaa çerçevesinde halkını savunmak amacıyla aldığı tedbirler gayet doğal, meşru, hukukidir.
Nükleer çalışmalarında hiçbir denetime tabi olmayan, şeffaflık noktasında kimseyi umursamayan İsrail’in, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na taraf başkalarına söz söylemesi büyük bir riyakârlıktır.
Biz Netanyahu’nun ne yapmak istediğinin gayet bilincindeyiz.
Bölgeyi ateşe, çatışmaya, kaosa ve gözyaşına boğarak güvenliğini tesis edeceğini zannedenler ham bir hayalin peşinden gitmektedir.
Evdeki hesabın çarşıya uymadığını onlar da yavaş yavaş göreceklerdir.
Türkiye olarak bölgemizde, sınırları kanla çizilecek yeni bir Sykes-Picot düzeninin kurulmasına izin vermeyeceğiz.
Gazze halkının açlıkla cezalandırılmasına, Batı Şeria’da devlet ve yerleşimci terörüne, Mescid-i Aksa ile semavi dinlerin beşiği Kudüs’ün tarihî statükosunu yok etme teşebbüslerine asla seyirci kalmayacağız.
Uluslararası topluma, özellikle İsrail üzerinde etki sahibi ülkelere bir kez daha sesleniyorum:
Netanyahu’nun çatışmaları daha da derinleştirmek amacıyla söylediği, övgü ambalajına sarılmış zehirli sözlerine kimse itibar etmesin.
Bölgemizin yeni bir savaşı ve istikrarsızlığı kaldırmaya tahammülü yoktur.
İhtiyacımız olan aklıselimdir, sağduyudur, temkindir, yanlışı daha büyük bir yanlışla kapatma gafletine asla düşmemektir.
Bugün bir kez daha çözümün diplomasi ve diyalogdan geçtiğini vurguluyor, kolaylaştırıcılık dâhil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu ifade ediyorum.
13 Haziran’dan bugüne kadar âdeta yüreğimizi ortaya koyarak sükûnetin tesisi için çok ciddi gayret sarf ettik.
İnşallah netice alıncaya kadar bu temaslarımızı sabırla sürdüreceğiz.
Uluslararası topluma, özellikle İsrail üzerinde etki sahibi ülkelere bir kez daha sesleniyorum:
Netanyahu’nun çatışmaları daha da derinleştirmek amacıyla söylediği, övgü ambalajına sarılmış zehirli sözlerine kimse itibar etmesin.
Bölgemizin yeni bir savaşı ve istikrarsızlığı kaldırmaya tahammülü yoktur.
İhtiyacımız olan aklıselimdir, sağduyudur, temkindir, yanlışı daha büyük bir yanlışla kapatma gafletine asla düşmemektir.
Bugün bir kez daha çözümün diplomasi ve diyalogdan geçtiğini vurguluyor, kolaylaştırıcılık dâhil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu ifade ediyorum.
13 Haziran’dan bugüne kadar âdeta yüreğimizi ortaya koyarak sükûnetin tesisi için çok ciddi gayret sarf ettik.
İnşallah netice alıncaya kadar bu temaslarımızı sabırla sürdüreceğiz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, Fars’ıyla; Sünni’siyle, Şii’siyle, Alevi’siyle; Afrikalı, Asyalı ve Latin Amerikalısıyla ve diğer tüm mezhep ve kökenleriyle Müslümanların kıblesi gibi kaderleri de ortaktır.
Filistinli mültecilere sahip çıkma noktasında yeri doldurulamaz bir görev icra eden UNRWA’nın İsrail tarafından felç edilmesine müsaade etmemeliyiz.
Teşkilatımızın ve tek tek üye ülkelerimizin UNRWA’yı madden ve manen destekleyerek İsrail’in oyunlarını bozmasını bekliyoruz.
Ankara’da açılacak temsilcilik ofisiyle bundan sonra Ajansa olan desteğimizi inşallah daha görünür hale getireceğiz.
Teşkilatımızın ve tek tek üye ülkelerimizin UNRWA’yı madden ve manen destekleyerek İsrail’in oyunlarını bozmasını bekliyoruz.
Ankara’da açılacak temsilcilik ofisiyle bundan sonra Ajansa olan desteğimizi inşallah daha görünür hale getireceğiz.
Suriye’nin başkenti Şam’daki Mar İlyas Kilisesi’ne yönelik gerçekleştirilen menfur terör saldırısını lanetliyorum.
Saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine, yakınlarına, Suriye hükûmetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifalar temenni ediyorum.
Suriye’nin huzur ve güvenini, iç barışı ve birlikte yaşama kültürünü, bölgemizin istikrarını hedef alan bu alçakça terör eylemi karşısında Suriye halkının ve hükûmetinin yanındayız.
Yıllardır süren zulmün ve çatışmaların ardından ilk defa geleceğine umutla bakan komşumuz, kardeşimiz Suriye’nin, taşeron terör örgütleri eliyle yeni bir istikrarsızlık ortamına çekilmesine asla izin vermeyeceğiz.
Suriye hükûmetinin terörle mücadelesine destek vermeyi sürdüreceğiz.
Saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine, yakınlarına, Suriye hükûmetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifalar temenni ediyorum.
Suriye’nin huzur ve güvenini, iç barışı ve birlikte yaşama kültürünü, bölgemizin istikrarını hedef alan bu alçakça terör eylemi karşısında Suriye halkının ve hükûmetinin yanındayız.
Yıllardır süren zulmün ve çatışmaların ardından ilk defa geleceğine umutla bakan komşumuz, kardeşimiz Suriye’nin, taşeron terör örgütleri eliyle yeni bir istikrarsızlık ortamına çekilmesine asla izin vermeyeceğiz.
Suriye hükûmetinin terörle mücadelesine destek vermeyi sürdüreceğiz.
Memur-Sen’in 30. yılının ülkemiz, milletimiz, sendikalarımız ve kamu çalışanlarımız için hayırlı olmasını diliyorum.
Memur-Sen ailesinin, Kadın Komisyonu ve Genç Memur-Senlimizin hizmetle, mücadeleyle, başarıyla dolu daha nice 30 yıllara erişmesini temenni ediyorum.
Memur-Sen ailesinin, Kadın Komisyonu ve Genç Memur-Senlimizin hizmetle, mücadeleyle, başarıyla dolu daha nice 30 yıllara erişmesini temenni ediyorum.
Milletimiz gönlünü ferah tutsun…
Günübirlik politikalarla değil; dağın arkasındaki tehlikeleri gören, bunlara erkenden tedbir alan uzun erimli bir bakış açısıyla hareket ediyoruz.
86 milyonun kılına zarar gelmemesi için ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık ve yapıyoruz.
Ana muhalefet partisi, Filistin direnişine terör çamuru atarken biz Gazzeli kardeşlerimizin yanında dimdik durduk.
Son olarak İsrail ve destekçilerinin, komşumuz İran’a yönelik saldırılarının daha büyük bir felakete dönüşmemesi için yoğun çaba harcıyoruz.
İran’ın egemenliğine ve bölgemizin güvenliğine yönelik saldırıları kimden gelirse gelsin asla tasvip etmiyor, tepkimizi açıkça ortaya koyuyoruz.
Hafta sonu İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyinin 51’inci Oturumuna İstanbul’da ev sahipliği yaptık. Yarın NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere Lahey’e gidiyoruz.
Telafisi mümkün olmayan acılar yaşanmaması için seferber olmuş durumdayız.
Hep beraber ülkemizi, dalga boyu sürekli yükselen fırtınalı sulardan bir an önce sakin sulara ulaştırmanın derdindeyiz.
Günübirlik politikalarla değil; dağın arkasındaki tehlikeleri gören, bunlara erkenden tedbir alan uzun erimli bir bakış açısıyla hareket ediyoruz.
86 milyonun kılına zarar gelmemesi için ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık ve yapıyoruz.
Ana muhalefet partisi, Filistin direnişine terör çamuru atarken biz Gazzeli kardeşlerimizin yanında dimdik durduk.
Son olarak İsrail ve destekçilerinin, komşumuz İran’a yönelik saldırılarının daha büyük bir felakete dönüşmemesi için yoğun çaba harcıyoruz.
İran’ın egemenliğine ve bölgemizin güvenliğine yönelik saldırıları kimden gelirse gelsin asla tasvip etmiyor, tepkimizi açıkça ortaya koyuyoruz.
Hafta sonu İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyinin 51’inci Oturumuna İstanbul’da ev sahipliği yaptık. Yarın NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere Lahey’e gidiyoruz.
Telafisi mümkün olmayan acılar yaşanmaması için seferber olmuş durumdayız.
Hep beraber ülkemizi, dalga boyu sürekli yükselen fırtınalı sulardan bir an önce sakin sulara ulaştırmanın derdindeyiz.
Dikkat ederseniz bir tarafta İsrail ve ortakları komşumuz İran’a saldırıyor, diğer tarafta ana muhalefet partisinin genel başkanı yeniden gündeme getirdiği sorumsuz boykot listeleriyle Türk ekonomisine ve millî markalara darbe vurmaya çalışıyor.
Belediyeler üzerinden iş dünyasını, esnafı, tüccarı haraca bağlamış üç beş yankesiciyi korumak adına utanmadan milletin ekmeğiyle oynuyorlar.
Kimse kusura bakmasın ama çevremiz ateş çemberiyle sarılıyken çıkıp yeni boykot listeleriyle istihdam sağlayan millî markaları hedef göstermek, gaflet değilse ekonomiye savaş açmak demektir.
Dünyayı takip eden, ülkesini seven, milletine karşı mesuliyet duygusu olan hiç kimse bu derece şuursuz, bu derece keyfî hareket edemez.
Aslında biz bunların derdinin asla kamu görevlilerimizin ve işçilerimizin hakları olmadığını geçmişte defalarca gördük.
“Kimseyi işten çıkarmayacağız” dediler, ellerine fırsat geçince on binlerce emekçiyi acımadan kapının önüne koydular.
Bugün de yandaşlarını zengin etmek, milletten çaldıklarıyla para kuleleri dikmek, ona buna hakaret etmeleri için milletin parasıyla trol orduları kurmak dışında hiçbir amaçlarının olmadığını çok iyi biliyoruz.
Bırakın bizlere akıl vermeyi, normal şartlarda milletin içine çıkamayacak şahısların bizi çekmek istediği tuzağa asla düşmeyeceğiz.
Doğru bildiğimiz yolda emin adımlarla yürümeyi sürdüreceğiz.
Belediyeler üzerinden iş dünyasını, esnafı, tüccarı haraca bağlamış üç beş yankesiciyi korumak adına utanmadan milletin ekmeğiyle oynuyorlar.
Kimse kusura bakmasın ama çevremiz ateş çemberiyle sarılıyken çıkıp yeni boykot listeleriyle istihdam sağlayan millî markaları hedef göstermek, gaflet değilse ekonomiye savaş açmak demektir.
Dünyayı takip eden, ülkesini seven, milletine karşı mesuliyet duygusu olan hiç kimse bu derece şuursuz, bu derece keyfî hareket edemez.
Aslında biz bunların derdinin asla kamu görevlilerimizin ve işçilerimizin hakları olmadığını geçmişte defalarca gördük.
“Kimseyi işten çıkarmayacağız” dediler, ellerine fırsat geçince on binlerce emekçiyi acımadan kapının önüne koydular.
Bugün de yandaşlarını zengin etmek, milletten çaldıklarıyla para kuleleri dikmek, ona buna hakaret etmeleri için milletin parasıyla trol orduları kurmak dışında hiçbir amaçlarının olmadığını çok iyi biliyoruz.
Bırakın bizlere akıl vermeyi, normal şartlarda milletin içine çıkamayacak şahısların bizi çekmek istediği tuzağa asla düşmeyeceğiz.
Doğru bildiğimiz yolda emin adımlarla yürümeyi sürdüreceğiz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Azgın azınlığın sessiz çoğunluğa hayat tarzı dayattığı, baskı uyguladığı, parmak salladığı o karanlık günler hamdolsun artık geride kalmıştır.
Hedefimiz, uğruna bedel ödeyerek elde ettiğimiz bütün bu kazanımların yeni anayasada daha sağlam bir güvenceye kavuşturulmasıdır.
Hedefimiz, uğruna bedel ödeyerek elde ettiğimiz bütün bu kazanımların yeni anayasada daha sağlam bir güvenceye kavuşturulmasıdır.
NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere Hollanda’nın Lahey şehrine hareket ettik.
Zirvede İttifakın caydırıcılık ve savunmasını pekiştirecek adımları değerlendireceğiz.
Müttefiklerin savunma harcamalarının artırılması konusunda yeni hedefler belirleyeceğiz.
Türkiye olarak adil külfet paylaşımını ve Avrupa güvenliğinin pekiştirilmesini özellikle savunuyoruz.
NATO’nun ikinci büyük kara ordusunu sevk ve idare eden bir müttefikiz.
Ülkemizin savunma yeteneklerini sürekli geliştirirken İttifakın caydırıcılığına da katkıda bulunuyoruz.
Ancak daha güçlü savunma ve daha etkin ordu hedefiyle yola çıkarken müttefikler arasında savunma ürünleri ticaretinin önüne engeller getirilmesini doğru bulmuyoruz.
Bu engelleme ve kısıtlamaların en kısa sürede, amasız fakatsız kaldırılması gerekiyor.
Avrupa’nın güvenliğine birçok üyenin toplamından fazla katkı sunan ülkemiz, Birliğin savunma girişimlerine uygun şekilde dâhil edilmelidir.
Ukrayna’daki savaşın adil bir çözümle, kalıcı olarak neticelendirilmesine yönelik gayretler zirvenin başlıkları arasında yer alıyor.
Gerek zirvede gerek ikili görüşmelerimizde Netanyahu hükûmetinin Filistin halkına yönelik katliamlarına da dikkat çekeceğiz.
Bölgede ateşkesi sağlayacak, ardından da kalıcı sükûnete giden yolu açacak her türlü gayreti takdirle karşılar ve samimiyetle destekleriz.
Nitekim dün gece geç saatlerde gelen, taraflar arasında ateşkes sağlanmasına dair mutabakata ulaşıldığı haberini memnuniyetle karşıladık. Tüm tarafları ateşkese tam riayet etmeye davet ediyoruz.
Bölgemiz, etkileri tüm dünyada hissedilecek bir savaşın yükünü kaldıramaz.
Ellerin tetikten çekilmesi ve ihtilafların çözülmesi için diplomasiye şans tanınması en doğru, hayırlı ve akılcı tavır olacaktır.
Türkiye olarak uluslararası hukuku gözeten, diplomasiye öncelik veren ilkeli tavrımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.
Zirvede İttifakın caydırıcılık ve savunmasını pekiştirecek adımları değerlendireceğiz.
Müttefiklerin savunma harcamalarının artırılması konusunda yeni hedefler belirleyeceğiz.
Türkiye olarak adil külfet paylaşımını ve Avrupa güvenliğinin pekiştirilmesini özellikle savunuyoruz.
NATO’nun ikinci büyük kara ordusunu sevk ve idare eden bir müttefikiz.
Ülkemizin savunma yeteneklerini sürekli geliştirirken İttifakın caydırıcılığına da katkıda bulunuyoruz.
Ancak daha güçlü savunma ve daha etkin ordu hedefiyle yola çıkarken müttefikler arasında savunma ürünleri ticaretinin önüne engeller getirilmesini doğru bulmuyoruz.
Bu engelleme ve kısıtlamaların en kısa sürede, amasız fakatsız kaldırılması gerekiyor.
Avrupa’nın güvenliğine birçok üyenin toplamından fazla katkı sunan ülkemiz, Birliğin savunma girişimlerine uygun şekilde dâhil edilmelidir.
Ukrayna’daki savaşın adil bir çözümle, kalıcı olarak neticelendirilmesine yönelik gayretler zirvenin başlıkları arasında yer alıyor.
Gerek zirvede gerek ikili görüşmelerimizde Netanyahu hükûmetinin Filistin halkına yönelik katliamlarına da dikkat çekeceğiz.
Bölgede ateşkesi sağlayacak, ardından da kalıcı sükûnete giden yolu açacak her türlü gayreti takdirle karşılar ve samimiyetle destekleriz.
Nitekim dün gece geç saatlerde gelen, taraflar arasında ateşkes sağlanmasına dair mutabakata ulaşıldığı haberini memnuniyetle karşıladık. Tüm tarafları ateşkese tam riayet etmeye davet ediyoruz.
Bölgemiz, etkileri tüm dünyada hissedilecek bir savaşın yükünü kaldıramaz.
Ellerin tetikten çekilmesi ve ihtilafların çözülmesi için diplomasiye şans tanınması en doğru, hayırlı ve akılcı tavır olacaktır.
Türkiye olarak uluslararası hukuku gözeten, diplomasiye öncelik veren ilkeli tavrımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.