Türkiye’nin ihracatındaki artış yalnızca nicelik itibarıyla değil, nitelik olarak da büyük bir değişim göstermektedir.
2024 yılında orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı 101 milyar doları aştı, ihracatımızdaki payı da %41’e çıktı.
Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı 2002 yılında 10 milyar dolar, ihracatımızdaki payı ise %30 seviyesindeydi.
Bu artış, Türkiye’nin teknoloji yoğun ürünlere olan yöneliminin bir sonucu olarak gerçekleşti.
İnşallah bu payın daha da artırılmasını hedefliyoruz.
Mayıs ayında ihracatımız bir önceki yılın aynı ayına göre %2,7’lik artışla 24,8 milyar dolara ulaştı.
Bu miktar, Cumhuriyet tarihinin en yüksek aylık ihracatıdır.
Ocak-Mayıs döneminde mal ihracatımız, geçen yılın aynı dönemine göre %3,5 oranında artışla 111 milyar dolara, yıllıklandırılmış ihracatımız ise 265,5 milyar dolara yükseldi.
İhracata kadınların daha fazla katkı verdiğini memnuniyetle görüyoruz.
Tüm zorluklara rağmen böylesine anlamlı bir başarıya imza atan kadınları tebrik ediyorum.
2024 yılında orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı 101 milyar doları aştı, ihracatımızdaki payı da %41’e çıktı.
Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı 2002 yılında 10 milyar dolar, ihracatımızdaki payı ise %30 seviyesindeydi.
Bu artış, Türkiye’nin teknoloji yoğun ürünlere olan yöneliminin bir sonucu olarak gerçekleşti.
İnşallah bu payın daha da artırılmasını hedefliyoruz.
Mayıs ayında ihracatımız bir önceki yılın aynı ayına göre %2,7’lik artışla 24,8 milyar dolara ulaştı.
Bu miktar, Cumhuriyet tarihinin en yüksek aylık ihracatıdır.
Ocak-Mayıs döneminde mal ihracatımız, geçen yılın aynı dönemine göre %3,5 oranında artışla 111 milyar dolara, yıllıklandırılmış ihracatımız ise 265,5 milyar dolara yükseldi.
İhracata kadınların daha fazla katkı verdiğini memnuniyetle görüyoruz.
Tüm zorluklara rağmen böylesine anlamlı bir başarıya imza atan kadınları tebrik ediyorum.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Dünyada satılan her üç İHA’dan ikisini Türk firmaları üretiyor.
İlerleyen yıllarda millî muharip uçak KAAN’a olan taleplerin artacağını hep beraber göreceğiz. İnsansız hava araçlarında yakaladığımız küresel başarıyı inşallah savaş uçaklarında da elde edeceğiz.
İlerleyen yıllarda millî muharip uçak KAAN’a olan taleplerin artacağını hep beraber göreceğiz. İnsansız hava araçlarında yakaladığımız küresel başarıyı inşallah savaş uçaklarında da elde edeceğiz.
Yaz mevsimiyle birlikte orman yangınlarında artış başladı. 1 Haziran’dan bu yana 1.516 yangın çıktı.
Çıkan yangınlara 27 uçak, 105 helikopter ve 14 İHA’dan oluşan hava filomuz, 6 bine yakın arazöz ve ilk müdahale aracımız ile 25 bin orman kahramanımızla müdahale ediyoruz.
Bu yangınların 1.507’si kontrol altına alındı.
Uçak ve helikopterlerimiz toplam 10 bin 260 sortide 33 bin 200 ton su attı.
Yangınlarda sorumluluğu olduğu tespit edilen 31 kişi gözaltına alındı, bunların 10’u tutuklanırken 10 kişi adli tedbir şartıyla serbest bırakıldı.
Yangınlardan etkilenen ve zarar gören tüm vatandaşlarıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Orman yangınlarının neredeyse tamamı maalesef insan kaynaklı.
Devletimiz elbette tüm tedbirleri alıyor ama asıl önemli olanın yangına sebebiyet vermemek olduğunu hatırlatmak istiyorum.
Önümüzdeki iki ay boyunca tüm vatandaşlarımdan Yeşil Vatan’ımızı koruma noktasında azami dikkat bekliyorum.
Çıkan yangınlara 27 uçak, 105 helikopter ve 14 İHA’dan oluşan hava filomuz, 6 bine yakın arazöz ve ilk müdahale aracımız ile 25 bin orman kahramanımızla müdahale ediyoruz.
Bu yangınların 1.507’si kontrol altına alındı.
Uçak ve helikopterlerimiz toplam 10 bin 260 sortide 33 bin 200 ton su attı.
Yangınlarda sorumluluğu olduğu tespit edilen 31 kişi gözaltına alındı, bunların 10’u tutuklanırken 10 kişi adli tedbir şartıyla serbest bırakıldı.
Yangınlardan etkilenen ve zarar gören tüm vatandaşlarıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Orman yangınlarının neredeyse tamamı maalesef insan kaynaklı.
Devletimiz elbette tüm tedbirleri alıyor ama asıl önemli olanın yangına sebebiyet vermemek olduğunu hatırlatmak istiyorum.
Önümüzdeki iki ay boyunca tüm vatandaşlarımdan Yeşil Vatan’ımızı koruma noktasında azami dikkat bekliyorum.
Kabine Toplantımızda yapay zekâ alanında yürüttüğümüz çalışmaları değerlendirdik.
Hâlihazırda 250 megavat düzeyinde olan veri merkezi yatırımlarını 2030 yılına kadar 1 gigavat seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz.
10 milyar doları aşan yatırımların hayata geçeceği güvenli ve sürekli enerji altyapısına sahip veri merkezi bölgeleri kuracağız.
Yapay zekâ alanında uzmanlık eğitimlerini yaygınlaştıracağız.
Yapay Zekâ Fonu’yla bu alandaki girişimleri büyüteceğiz.
Ulusal Yapay Zekâ Kuruluyla kamunun sahip olduğu büyük veriyi değere dönüştürerek milletimizin faydasına yönelik projeleri hızlandıracağız.
Yapay zekânın beraberinde getirdiği riskleri minimize etmek üzere gerekli tedbirleri almaya devam edeceğiz.
Hâlihazırda 250 megavat düzeyinde olan veri merkezi yatırımlarını 2030 yılına kadar 1 gigavat seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz.
10 milyar doları aşan yatırımların hayata geçeceği güvenli ve sürekli enerji altyapısına sahip veri merkezi bölgeleri kuracağız.
Yapay zekâ alanında uzmanlık eğitimlerini yaygınlaştıracağız.
Yapay Zekâ Fonu’yla bu alandaki girişimleri büyüteceğiz.
Ulusal Yapay Zekâ Kuruluyla kamunun sahip olduğu büyük veriyi değere dönüştürerek milletimizin faydasına yönelik projeleri hızlandıracağız.
Yapay zekânın beraberinde getirdiği riskleri minimize etmek üzere gerekli tedbirleri almaya devam edeceğiz.
2026 NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ne inşallah Temmuz ayında Türkiye ev sahipliği yapacak.
Bu vesileyle NATO liderlerini başkentimiz Ankara’da ağırlayacak, çok mühim kararların alınmasına zemin hazırlayacağız.
Ülkemize ve başkentimize tekrar hayırlı olsun.
Bu vesileyle NATO liderlerini başkentimiz Ankara’da ağırlayacak, çok mühim kararların alınmasına zemin hazırlayacağız.
Ülkemize ve başkentimize tekrar hayırlı olsun.
Parti içi kavgalardan başını kaldıramayan muhalefetin gündem saptırma amacıyla sıkça başvurduğu sistem tartışmaları, eski Türkiye’de kalmış acı bir hatıradır.
Türkiye’yi kelebek ömürlü koalisyonların sembolü olduğu eski istikrarsız günlerine bir daha kimse geri götüremeyecek.
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi kökleştikçe Türkiye Yüzyılı’nın inşası inşallah daha da hızlanacak.
Devletin millete daha iyi, daha verimli hizmet etmesini sağlayacak fikirlere her zaman açığız.
Yeni sistemin altını oymayı değil iyileştirmeyi, etkinliğini artırmayı, sorun çözme kapasitesini güçlendirmeyi hedefleyen her türlü öneriyi kimden gelirse gelsin hayırhahlıkla değerlendiririz.
Türkiye’ye Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi gibi büyük bir reformu kazandırmaktan onur ve memnuniyet duyuyoruz.
Sandıkta verdiği güçlü destekle sistem değişikliğini mümkün kılan aziz milletimize bir kez daha teşekkür ediyorum.
Türkiye’yi kelebek ömürlü koalisyonların sembolü olduğu eski istikrarsız günlerine bir daha kimse geri götüremeyecek.
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi kökleştikçe Türkiye Yüzyılı’nın inşası inşallah daha da hızlanacak.
Devletin millete daha iyi, daha verimli hizmet etmesini sağlayacak fikirlere her zaman açığız.
Yeni sistemin altını oymayı değil iyileştirmeyi, etkinliğini artırmayı, sorun çözme kapasitesini güçlendirmeyi hedefleyen her türlü öneriyi kimden gelirse gelsin hayırhahlıkla değerlendiririz.
Türkiye’ye Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi gibi büyük bir reformu kazandırmaktan onur ve memnuniyet duyuyoruz.
Sandıkta verdiği güçlü destekle sistem değişikliğini mümkün kılan aziz milletimize bir kez daha teşekkür ediyorum.
86 milyonun birliği, dirliği, huzuru ile demokrasimizin sıhhat ve selameti, bir siyasi partinin koltuk kavgasından çok daha mühimdir.
Millî birliğimizi zafiyete uğratan nefret dili bir an önce terk edilmelidir.
Sadece 28 Mayıs’ta bize oy veren yaklaşık 29 milyon kardeşimizin değil; siyasi tercihi farklı olan vatandaşlarımızın da devlete, sisteme, demokrasiye yönelik inancını korumanın gayretindeyiz.
Bilhassa son 2-3 haftadır dozu giderek artan, hatta aleni hakaret ve tehdit seviyesine varan zehirli söylemler, bu söylemlerin muhataplarından öte demokrasimize ve siyaset kurumuna zarar vermektedir.
Ortada seviyeli bir tartışma değil, demokrasinin standardını dibe çeken bir hakaret teatisi söz konusudur.
Bu iç savaşın tek müspet yanı, kirli çamaşırların ortaya dökülmesidir.
Meselenin Alevi canlarımızı rencide edecek boyuta ulaşmasını, özellikle Muharrem ayının manevi ikliminde fevkalade yanlış buluyoruz.
Türkiye’nin iç cephesinde gedik açacak hiçbir eyleme tahammülümüz yok.
Ülkemizi on binlerce canına ve 2 trilyon dolarlık ekonomik kaynağına mal olan yarım asırlık bir musibetten kurtarmaya çalışırken yeni sorun alanları oluşturulmasına kesinlikle müsaade edemeyiz.
Millî birliğimizi zafiyete uğratan nefret dili bir an önce terk edilmelidir.
Sadece 28 Mayıs’ta bize oy veren yaklaşık 29 milyon kardeşimizin değil; siyasi tercihi farklı olan vatandaşlarımızın da devlete, sisteme, demokrasiye yönelik inancını korumanın gayretindeyiz.
Bilhassa son 2-3 haftadır dozu giderek artan, hatta aleni hakaret ve tehdit seviyesine varan zehirli söylemler, bu söylemlerin muhataplarından öte demokrasimize ve siyaset kurumuna zarar vermektedir.
Ortada seviyeli bir tartışma değil, demokrasinin standardını dibe çeken bir hakaret teatisi söz konusudur.
Bu iç savaşın tek müspet yanı, kirli çamaşırların ortaya dökülmesidir.
Meselenin Alevi canlarımızı rencide edecek boyuta ulaşmasını, özellikle Muharrem ayının manevi ikliminde fevkalade yanlış buluyoruz.
Türkiye’nin iç cephesinde gedik açacak hiçbir eyleme tahammülümüz yok.
Ülkemizi on binlerce canına ve 2 trilyon dolarlık ekonomik kaynağına mal olan yarım asırlık bir musibetten kurtarmaya çalışırken yeni sorun alanları oluşturulmasına kesinlikle müsaade edemeyiz.
Cumhur İttifakı olarak başlatıp ilgili birimlerimizle bir devlet projesi olarak yürüttüğümüz Terörsüz Türkiye çalışmalarının katettiği mesafeden memnunuz.
Bölgemizde son dönemde vuku bulan hadiseler, bu sürecin ne kadar isabetli ve stratejik bir adım olduğunu teyit etmiştir.
Sadece ülkemiz içinde değil, örgüt içerisinde de kimi unsurların sabotaj peşinde olduğu anlaşılıyor.
Devletimiz elbette bu tuzaklara düşmeyecek kadar tecrübeye sahiptir.
Ama bu, provokasyonlara rıza göstereceğimiz anlamına asla gelmez.
Milletimizin huzuruna kastedildiğinde veya millî güvenliğimize yönelik mütecaviz bir hamle olduğunda, şurası bilinmelidir ki kimsenin gözünün yaşına bakmayız, saldırganların başını tek tek ezeriz.
Sabrımızı, sükûnetimizi ve soğukkanlılığımızı kimse yanlış anlamasın, kimse yanlış yorumlamasın.
Biz camımıza taş atana gülle atmasını çok ama çok iyi biliriz, gerektiğinde bunu yapacak kudrete ve iradeye de ziyadesiyle sahibiz.
Bölgemizde son dönemde vuku bulan hadiseler, bu sürecin ne kadar isabetli ve stratejik bir adım olduğunu teyit etmiştir.
Sadece ülkemiz içinde değil, örgüt içerisinde de kimi unsurların sabotaj peşinde olduğu anlaşılıyor.
Devletimiz elbette bu tuzaklara düşmeyecek kadar tecrübeye sahiptir.
Ama bu, provokasyonlara rıza göstereceğimiz anlamına asla gelmez.
Milletimizin huzuruna kastedildiğinde veya millî güvenliğimize yönelik mütecaviz bir hamle olduğunda, şurası bilinmelidir ki kimsenin gözünün yaşına bakmayız, saldırganların başını tek tek ezeriz.
Sabrımızı, sükûnetimizi ve soğukkanlılığımızı kimse yanlış anlamasın, kimse yanlış yorumlamasın.
Biz camımıza taş atana gülle atmasını çok ama çok iyi biliriz, gerektiğinde bunu yapacak kudrete ve iradeye de ziyadesiyle sahibiz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Muhalefet saç saça, baş başa kavgaya tutuşmuşken biz son Kabine Toplantımızdan bu yana neler yapmışız, şöyle bir hatırlayalım...
Bu milletin değerlerinden yoksun kimi edep ve adap bilmez ahlaksızların Rasulüekrem Efendimize yaptığı hürmetsizlik asla kabul edilemez.
Mizah kisvesiyle yapılan apaçık bir kışkırtmadır, alçakça bir provokasyondur.
Nitekim bu nefret suçuyla ilgili emniyetimiz ve yargımız hemen harekete geçmiş, bahse konu dergi toplatılmış, gerekli süreçler başlatılmıştır.
Rasulullah Efendimize ve diğer peygamberlerimize küstahlık edenler bunun hesabını hukuk önünde vereceklerdir. Biz bunun takipçisi olacağız.
Mizah kisvesiyle yapılan apaçık bir kışkırtmadır, alçakça bir provokasyondur.
Nitekim bu nefret suçuyla ilgili emniyetimiz ve yargımız hemen harekete geçmiş, bahse konu dergi toplatılmış, gerekli süreçler başlatılmıştır.
Rasulullah Efendimize ve diğer peygamberlerimize küstahlık edenler bunun hesabını hukuk önünde vereceklerdir. Biz bunun takipçisi olacağız.
Özellikle gençlerimizin gönüllerini ferah tutmasını istiyorum.
Biz bu makamlarda olduğumuz sürece, bu ülkede ne adına olursa olsun, kimsenin kutsallarımıza hakaret etmesine göz yummayız.
Haklıyken haksız konuma düşecek adımlardan herkes uzak durmalıdır.
Öfkenin aklı perdelemesine hiçbir genç kardeşim izin vermemelidir.
Yolumuzu aydınlatan, kalplerimizi aşkla, merhametle, şefkatle dolduran sevgili Peygamberimizin aziz hatırasına da emanetine de sahip çıkmak asli görevimizdir.
Biz bunu şeref sayıyoruz.
Bu görevi bugüne kadar layıkıyla yerine getirdik, inşallah bundan sonra da en güzel şekilde ifa edeceğiz.
Biz bu makamlarda olduğumuz sürece, bu ülkede ne adına olursa olsun, kimsenin kutsallarımıza hakaret etmesine göz yummayız.
Haklıyken haksız konuma düşecek adımlardan herkes uzak durmalıdır.
Öfkenin aklı perdelemesine hiçbir genç kardeşim izin vermemelidir.
Yolumuzu aydınlatan, kalplerimizi aşkla, merhametle, şefkatle dolduran sevgili Peygamberimizin aziz hatırasına da emanetine de sahip çıkmak asli görevimizdir.
Biz bunu şeref sayıyoruz.
Bu görevi bugüne kadar layıkıyla yerine getirdik, inşallah bundan sonra da en güzel şekilde ifa edeceğiz.
Biz AK Partili kadrolar olarak kavga edenlerden değil, istişare kültürünü ve kardeşlik hukukunu yüceltenlerdeniz.
Birbirinin ayağını kaydıran, birbirine kumpas ve tuzak kuran değil; aynı davaya, aynı ideale gönül veren bir hareketiz, böyle bir teşkilatız.
Bizi çıkarlarımız bir araya getirmedi.
Biz sadece halka hizmet ederek Hakk’ın rızasını kazanmak, milletimize hizmetkârlık yapmak için AK Parti’deyiz.
Millete aşkımızı, aziz ve asil milletimize sevdamızı büyüterek bıkmadan, usanmadan, engeller karşısında yılmadan “önce Türkiye” şiarıyla yola kararlıkla devam edeceğiz.
Milleti hor görenlerden, milleti yok sayanlardan, milletin dertlerine kulak tıkayanlardan olmadık; inşallah bundan sonra da olmayacağız.
Yaklaşık 24 yıldır bu partiye kibri, tekebbürü, millete tepeden bakmayı yaklaştırmadık; inşallah bundan sonra da yaklaştırmayacağız.
Biz millet için varız, biz Türkiye için varız; millet neredeyse biz hep orada olacağız.
Birbirinin ayağını kaydıran, birbirine kumpas ve tuzak kuran değil; aynı davaya, aynı ideale gönül veren bir hareketiz, böyle bir teşkilatız.
Bizi çıkarlarımız bir araya getirmedi.
Biz sadece halka hizmet ederek Hakk’ın rızasını kazanmak, milletimize hizmetkârlık yapmak için AK Parti’deyiz.
Millete aşkımızı, aziz ve asil milletimize sevdamızı büyüterek bıkmadan, usanmadan, engeller karşısında yılmadan “önce Türkiye” şiarıyla yola kararlıkla devam edeceğiz.
Milleti hor görenlerden, milleti yok sayanlardan, milletin dertlerine kulak tıkayanlardan olmadık; inşallah bundan sonra da olmayacağız.
Yaklaşık 24 yıldır bu partiye kibri, tekebbürü, millete tepeden bakmayı yaklaştırmadık; inşallah bundan sonra da yaklaştırmayacağız.
Biz millet için varız, biz Türkiye için varız; millet neredeyse biz hep orada olacağız.
Bizi ısrarla çekmek istedikleri kurultay tartışmaları, CHP’nin iç sorunudur.
Yargıya taşınan davanın tüm tarafları CHP’lilerden oluşuyor.
“Şaibe var” diyen de “yok” diyen de şikâyet eden de CHP’lilerden başkası değil.
Bu kavganın, bu bilek güreşinin hiçbir yerinde biz yokuz.
Bugüne kadar bu meydan muharebesinin tarafı olmadık, bundan sonra da olmayacağız.
Yolu adliyeye düşen herkes gibi CHP’liler de mahkemede kozlarını paylaşır, delillerini sunar, savunmalarını yapar; bağımsız ve tarafsız Türk yargısı da en doğru, en isabetli kararı verir.
Yargı mensuplarına parmak sallamak, “yargı kararını tanımayız” demek, mahkemeler üzerinde baskı kurmak kimsenin hakkı da haddi de değildir.
Konu yargıya intikal ettiğine göre biz de milletimiz gibi hukuki sürecin tamamlanmasını ve her şeyin açıklığa kavuşmasını temenni ediyoruz.
Yargıya taşınan davanın tüm tarafları CHP’lilerden oluşuyor.
“Şaibe var” diyen de “yok” diyen de şikâyet eden de CHP’lilerden başkası değil.
Bu kavganın, bu bilek güreşinin hiçbir yerinde biz yokuz.
Bugüne kadar bu meydan muharebesinin tarafı olmadık, bundan sonra da olmayacağız.
Yolu adliyeye düşen herkes gibi CHP’liler de mahkemede kozlarını paylaşır, delillerini sunar, savunmalarını yapar; bağımsız ve tarafsız Türk yargısı da en doğru, en isabetli kararı verir.
Yargı mensuplarına parmak sallamak, “yargı kararını tanımayız” demek, mahkemeler üzerinde baskı kurmak kimsenin hakkı da haddi de değildir.
Konu yargıya intikal ettiğine göre biz de milletimiz gibi hukuki sürecin tamamlanmasını ve her şeyin açıklığa kavuşmasını temenni ediyoruz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Muhalefet hizmet yarışında bizim elimize su bile dökemez.
Bizim herhangi bir belediye başkanımızın vizyonu, çalışkanlığı, hizmet tutkusu ile muhalefetten kimse boy ölçüşemez.
Bizim herhangi bir belediye başkanımızın vizyonu, çalışkanlığı, hizmet tutkusu ile muhalefetten kimse boy ölçüşemez.
CHP’nin pusulası bozulmuş, siyasi kıblesi şaşmıştır.
Bu acı gerçeğe rağmen temennimiz, Türkiye’nin ana muhalefet partisinin sahte gündemlerden kurtulup milletin asli gündemine dönmesidir.
Bölgemiz yangın yerine dönmüşken, dünyada tarihî kırılmalar ve krizler yaşanırken…
Türkiye yarım asırlık bir sorununu çözmeye çabalarken…
Ana muhalefetin üç beş belediye soyguncusunun oyuncağı haline gelmesi; gerginlikten, kutuplaşmadan, istismardan beslenmeyi siyasetinin merkezine yerleştirmesi hem kendileri hem de ülkemiz için kayıptır.
Türkiye’nin ihtiyacı olan yapıcı ve sorumlu bir siyaset dilidir.
Muhalefetin istikamet sorununu bir an önce çözmesini ümit ediyoruz.
Böyle bir dönemde küçük sorunların, küçük hesapların peşinde koşanlar tarihe hesap veremezler.
Biz kartların yeniden karıldığı küresel siyaset ve ekopolitikte Türkiye’yi en güçlü biçimde konumlandırmanın derdindeyiz.
Terör sorununu tamamen çözmüş, iç cephesini tahkim etmiş, bagajlarından ve safralarından kurtulmuş bir Türkiye için mücadele ediyoruz.
Bu mücadeleyi de mümkün olan en geniş katılımla vermek istiyoruz.
Bu acı gerçeğe rağmen temennimiz, Türkiye’nin ana muhalefet partisinin sahte gündemlerden kurtulup milletin asli gündemine dönmesidir.
Bölgemiz yangın yerine dönmüşken, dünyada tarihî kırılmalar ve krizler yaşanırken…
Türkiye yarım asırlık bir sorununu çözmeye çabalarken…
Ana muhalefetin üç beş belediye soyguncusunun oyuncağı haline gelmesi; gerginlikten, kutuplaşmadan, istismardan beslenmeyi siyasetinin merkezine yerleştirmesi hem kendileri hem de ülkemiz için kayıptır.
Türkiye’nin ihtiyacı olan yapıcı ve sorumlu bir siyaset dilidir.
Muhalefetin istikamet sorununu bir an önce çözmesini ümit ediyoruz.
Böyle bir dönemde küçük sorunların, küçük hesapların peşinde koşanlar tarihe hesap veremezler.
Biz kartların yeniden karıldığı küresel siyaset ve ekopolitikte Türkiye’yi en güçlü biçimde konumlandırmanın derdindeyiz.
Terör sorununu tamamen çözmüş, iç cephesini tahkim etmiş, bagajlarından ve safralarından kurtulmuş bir Türkiye için mücadele ediyoruz.
Bu mücadeleyi de mümkün olan en geniş katılımla vermek istiyoruz.