Allahım!
Senin Nebin Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin Senden istediği hayırdan ben de isterim. Nebin Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin istiaze ettiği şerden Sana sığınırım.
Yardım istenecek Sensin, istekler Sana sunulur. Allah tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur.
(Tirmizi ; İbn Mace
Senin Nebin Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin Senden istediği hayırdan ben de isterim. Nebin Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin istiaze ettiği şerden Sana sığınırım.
Yardım istenecek Sensin, istekler Sana sunulur. Allah tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur.
(Tirmizi ; İbn Mace
Takva sahipleri ve benzeri kimselerin hiçbir günah işlememesi veya hatalardan ve günahlardan tamamen masum olması şart değildir. Eğer böyle olsaydı, ümmet içinde hiç kimse muttaki (takva sahibi) olamazdı. Aksine, günahlarından tövbe eden kimse muttakiler arasına girer ve kötü amellerini telafi eden kimse de muttakilerden sayılır. Nitekim Allah şöyle buyurmuştur:
“Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin (küçük) günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir makama sokarız.”
(Nisâ Suresi, 31. ayet)
İbn Teymiyye Rahimehullah
(Minhacus Sunne)
“Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin (küçük) günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir makama sokarız.”
(Nisâ Suresi, 31. ayet)
İbn Teymiyye Rahimehullah
(Minhacus Sunne)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur;
Ruhlar toplanmış cemaatler (gibidir). Onlardan birbiriyle (önceden) tanışanlar kaynaşır, tanışmayanlar ayrılırlar."
Buhârî, Enbiya 2;
Müslim, Birr 159, (2638);
Ebû Dâvud, Edeb 19, (4834)
Ruhlar toplanmış cemaatler (gibidir). Onlardan birbiriyle (önceden) tanışanlar kaynaşır, tanışmayanlar ayrılırlar."
Buhârî, Enbiya 2;
Müslim, Birr 159, (2638);
Ebû Dâvud, Edeb 19, (4834)
"Kim Allah'a hizmet etmekten dolayı mutlu olursa, her şey ona hizmet etmekten dolayı mutlu olur. Kimin içi Allah ile ferahlarsa, ona bakan herkesin içi ferahlar."
Yahya b. Muaz (rahimehullah)
Yahya b. Muaz (rahimehullah)
Hikmet sahiplerinden biri kardeşine şöyle yazdı:
"Kardeşim, Allah azze ve celle'nin bize verdiği nimetler o kadar çok ki onları sayamayız, buna rağmen O'na o kadar çok isyân ediyoruz ki, [şu ikisinden] hangi birine şükredeceğimizi bilemiyoruz:
"Görünen güzel [nimetlere] mi, yoksa ÖRTÜLEN KÖTÜ GÜNAHLARA] mı?!"
| İbn Ebî'd Dunyâ, eş-Şukr 5288
"Kardeşim, Allah azze ve celle'nin bize verdiği nimetler o kadar çok ki onları sayamayız, buna rağmen O'na o kadar çok isyân ediyoruz ki, [şu ikisinden] hangi birine şükredeceğimizi bilemiyoruz:
"Görünen güzel [nimetlere] mi, yoksa ÖRTÜLEN KÖTÜ GÜNAHLARA] mı?!"
| İbn Ebî'd Dunyâ, eş-Şukr 5288